Cilt Sağlığı ve Güneş Koruması

Cilt Sağlığı ve Güneş Koruması

Güneş, hayatın kaynağı ve günümüzü aydınlatan değerli bir mücevher. Güneş dünyamıza gönderdiği ışınlar sayesinden tüm canlılığın devamında önemli rol oynuyor. Güneşin hayatımızdaki rolü o kadar önemli ki insanoğlu binlerce yıl boyunca O’nu farklı isimlerle Anadolu’da Apollon, Mısır’da Ra ve Japonya’da Ameterasu isimleriyle tanrılaştırmış.

Günümüzde güneşi bilimin ışığıyla farklı değerlendirebiliyoruz. Güneş dünyamıza enerjiyi farklı yollarla gönderiyor: Görebildiğimiz görünür ışık, ısı olarak hissedebildiğimiz kızılötesi ve ultraviyole ışıma. Ultraviyole ışıma ise üç farklı kategoride ele alınıyor: Ultraviyole – A (UV-A), Ultraviyole – B (UV-B) ve Ultraviyole – C (UV-C).

UVC ışınları, bunlar içinde enerjisi en yüksek olanı ve ozon tabakası sayesinde büyük ölçüde filtre edilerek dünyamıza ulaşamıyor. Dünyamıza ulaşabilen UVB ve UVA ışınları ise şöyle:

UVB ışınları: UVB ışınları, UVA ışınlarından daha yüksek enerjiye sahiptir.

UVA ışınları: Enerji seviyesi UVB'den daha düşüktür, ancak etkileri farklıdır.

UVA ışınları

• Camdan içeriye geçebilir

• Mevsim veya yükseklikten etkilenmez

• Her gün ve senenin tüm günlerinde mevcuttur

• Deri tabakalarının içlerinde derinliklere nüfuz eder

• UVB ışınlarına göre 20 kat fazla bulunurlar

• Uzun dönem deri zararına yol açarlar

UVB ışınları

• Camdan içeriye geçemez

• Güneş yanıklarına yol açar

• Bronzlaşmayı sağlar

• Vücudun D vitamini yapmasına yardımcı olur

• Günün belirli saatlerinde daha yoğun olur (Örneğin öğlen saatlerinde)

• Deri kanseri ve katarak oluşumuna yol açar



Güzel dünyamızı çepeçevre saran ve bizi güneşten gelen zararlı ışıklardan koruyan bir de kalkanımız var. Bu kalkanın adı Ozon Tabakası. Ozon tabakası güneşten gelen UVC ışınlarının tümünü, UVB ışınlarının büyük bir kısmını filtre ediyor. Bu sayede dünyada yaşam devam edebiliyor. Ozon tabakasının kalınlığı dünyamızın doğal dengesinin korunabilmesi için çok önemlidir. Özellikle cilt kanseri üzerinde de büyük etkiye sahiptir. Maalesef kullandığımız kloroflorokarbon içerikli ürünler nedeniyle ozon tabakası incelmeye başladı. Tabaka dünyamızın en soğuk olduğu Antarktika kıtası üzerinde inceliyor. NASA düzenli olarak ozon deliğini takip ediyor ve bunu yayınlıyor. Verilere göre Antarktika üzerindeki deliğin çapı 23 milyon km2’ye ulaşmış durumda. Bu Türkiye’nin 30 katı, Avrupa’nın 2,3 katı büyüklüğünde bir deliği ifade ediyor. “Ne olsa delik Antarktika’da ve Antarktika üzerinde yaşayan nüfus yok gibi, o zaman bize bir zararı yok.” gibi bir düşünce oluşabilir. Dünyamızda doğanın bir bütün olduğunu ve bir yerde sorun olursa diğer tarafın da mutlaka etkileneceğini anlamak çok önemli. Antarktika üzerinde ozon delindiği için dünyanın soğumasını kontrol eden koca bir kıta eriyor. Bu erime tüm dünyada sıcaklık dengelerinin artmasına ve deniz seviyesinin yükselmesine yol açıyor. Yani sorun Antarktika’da bize ne deyip geçilemez. Nasıl ki parmağımızın ucuna bir iğne batsa bütün vücut hisseder aynı şey dünya için de geçerli. ABD’de her gün 9500 kişiye deri kanseri teşhisi konuluyor. ABD’de diğer tüm kanser türlerinden daha fazla sayıda deri kanseri teşhisi yapılıyor. Deri kanserinin en önemli sebebi güneşten gelen UV ışınlarıdır.

Bu verilerle bizi koruyan Ozon tabakasının kıymetini de daha iyi anlayabiliyoruz. Ozon tabakasının delindiği alana en yakın kıtalar Avustralya, Afrika’nın güneyi ve Güney Amerika. Tabakada deliğin çapı arttıkça tüm Avrupa’da daha çok etkilenmeye başlayacak. Türkiye’de de deri kanseri en önemli 10 kanser tipinden birisi. Sağlık Bakanlığının Kanser İstatistikleri 2018 raporuna göre her 100000 kişiden yaklaşık 7’si deri kanseri geçiriyor (T.C.Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Türkiye Kanser İstatistikleri 2018, Ankara 2022).



Güneşten korunmak için en önemli silahlarımızdan birisini Kozmetik firmaları olarak bizler sağlıyoruz: Güneş Kremleri. Güneş kremlerinin etkin ve doğru kullanımı ile dünya üzerindeki deri kanserlerinin %50 azalması sağlanabilir. Güneş kremlerinde koruma faktörü en yaygın olarak SPF (Sun Protection Factor; Güneş Koruma Faktörü) ifadesiyle gösteriliyor. SPF ile ilgili ise bazı yanlış algı ve bilgiler mevcut.

Algı 1: SPF ne kadar yüksek olursa o kadar çok koruma sağlar!

Bu algı kısmen doğru olsa da tam gerçeği de yansıtmamaktadır. SPF 15 ile SPF 30 arasındaki fark düşünüldüğü gibi iki kat daha fazla koruma değildir. Temel olarak SPF koruması lineer olarak artmaz. SPF 15’de UVB ışınlarının %93’ü filtre edilirken, SPF 30’da % 97’si filtre edilmektedir. Yani koruma yalnızca %4 artmaktadır. SPF korumasının artışı aşağıdaki grafikte de gösterilmiştir. 



Algı 2. SPF’li ürünlerle tüm zararlı güneş ışınlarında korunuyorum!

Bu da tam olarak doğru bir algı değildir. SPF yalnızca UVB ışınlarına karşı korumayı gösterir. UVA ışınlarına karşı korumayı ifade etmez. Bunun için ürünlerin üzerinde Tam Koruma, Tam Spektrumlu Koruma gibi ilave ifadelerin olması gerekir.

Algı 3. Güneş kremini sürdükten sonra artık uzun bir süre güneşten korunurum. Tekrar uygulamama gerek yoktur.

Bu da yanlış bilinen diğer bir durum. SPF aslında daha çok ifade olarak burada farkı gösteriyor. Örneğin hiç güneş kremi sürmediniz ve deriniz 10 dakikada yanıyor. Eğer SPF 15 kullanırsanız bu durumda kullanmadığınız durumda 10 dakika olan süre 150 dakikaya çıkar. SPF 50 kullandığınızda ise 500 dakikaya çıkar. SPF’in farkı aslında korunma yüzdesi değil süresidir. Etkin korunabilmek için kullandığınız kremin SPF faktörüne göre kremi belirli sürelerle yenilemeniz de gereklidir.

Güneş kremleri ile ilgili bir konu da SPF korumayı sağlamak için kullanılan UV filtre malzemeleridir. SPF korumayı sağlamak için iki temel grup UV filtre hammaddesi kullanılmaktadır: Kimyasal ve Fiziksel (Mineral) tabanlı UV filtreler. 

Kimyasal filtrelerin bir kısmının doğaya özellikle mercan resifleri gibi okyanus ekosisteminin önemli parçalarına zarar verme potansiyelleri olduğu bilimsel olarak gösterilmiştir.

Mineral tabanlı UV filtreler çevreye zarar vermemesi yönüyle daha güvenli bir tercihi yansıtmaktadır. Kozmetik üreticisi firmalar, ürünlerini üretirken güvenli tercihlere yönelmesi de bu anlamda önemlidir.

Kozmetik üreticileri olarak bizler üreteceğimiz güvenli güneş kremleri ile bu güzel mücevherin nimetlerinden tüm insanlığın en fazla yararlanabilmesine katkı sağlamaya devam etmeliyiz. Güneşli ve güvenli günlerde birlikte yaşamak dileğiyle.